Yeshua ben Yosef




General information
General
Act de acuzare
Cerere de apărare
Hotărâre motivată
Cerere de apel
Datapoint Value
Given Name Yeshua
Surname ben Yosef
Father's Name Yosef
Mother's Name Maryam (Mary)
Date of Birth 6–4 B. C.e.
Place of Birth Bethlehem / Nazareth ( disputed )
Charges War crimes × 1 , Crimes against property ( vandalism ) × 1 , Crimes against public order × 1 , Crimes against freedom of religion × 1
Sentence 15 years

Date Act Rome Statute/c.P. Român article Event Victim Count
30 War crimes ; Crimes against property ( 8/( 2.b.ix ) ) ,
( 253/( 1 ) )
Cleansing of the Temple
( Over-turning merchants' tables , smashing Coin-boxes )
Numerous
30 Crimes against Public order ( 371/( 1 ) ) Triumphal Entry into Jerusalem
( incitement to riot against Roman and/or Jewish authorities)
Numerous
30 Crimes against freedom of religion ( 381/( 1 ) ) Blasphemy before the Sanhedrin
TBA
TBA
GEREKÇE:

București C.Başsavcılığının 17/05/2022 tarih, 2022/1489 esas sayılı iddianamesi ile sanık Yeshua ben Yosef hakkında; M.S. 30 yılı civarında Kudüs şehri merkezli olarak meydana gelen olaylara ilişkin olarak, kamu düzenine karşı suçlar, ibadet alanlarına yönelik mala zarar verme, inanç özgürlüğüne müdahale ve halkı galeyana getirme eylemleri nedeniyle Romanya Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı; iddianamede, sanığın söz konusu fiilleri özellikle dini nitelikli bir kimlik kullanarak, sivil alanlarda yüksek katılımlı gruplar oluşturarak ve yerleşik düzeni provoke ederek işlediğine dair ayrıntılı anlatımlara yer verildiği,

Yapılan yargılama sürecinde sanık, sorgusunda SEGBİS vasıtasıyla alınan savunmasında, kendisinin herhangi bir kasti niyet taşımadığını, Kudüs Tapınağı’ndaki fiziksel müdahalesinin "ilahi adalet" arayışıyla gerçekleştiğini, kalabalıklar tarafından "mesih" ilan edilmesiyle birlikte kamuya açık şekilde seyirlik hâle gelen davranışlarının kontrolünden çıktığını, dini liderler tarafından yargılanmasının bir nefret temelli yargı olduğunu ve halkın içinden biri olarak barışçıl niyetlerle hareket ettiğini beyan ederek üzerine atılı suçlamaları kabul etmediği; ancak bu beyanların, olay günü bölgedeki tanık anlatımları, yazılı betimlemeler ve görsel temsillere yansıyan detaylarla çeliştiği, özellikle tapınak alanında ticaret yapan şahısların uğradığı mal kaybı, tapınakta meydana gelen fiziki tahribatın miktarı ve o dönemin Roma yöneticilerine yönelik gerçekleştirilen kitlesel sloganlarla kamu otoritesine meydan okunması gibi hususlarla desteklenen tanık beyanlarının, eylemin kamu düzenine doğrudan tehdit oluşturduğu ve sanığın bu eylemlerde merkezî figür olarak yer aldığını ortaya koyduğu,

Tapınakta çalışan görevliler ile olay esnasında orada bulunan satıcı ve tapınak ziyaretçileri tarafından yapılan anlatımlarda, sanığın ani şekilde tapınağa girerek para bozanların masalarını devirdiği, birçok tahta yapının zarar gördüğü, malların yerlere saçıldığı, mülkiyet bütünlüğüne zarar verildiği ve tüm bu eylemler sırasında büyük bir kalabalığın onu tezahüratlarla desteklediği, ayrıca şehir girişinde gerçekleştirilen alayımsı karşılama sırasında halkı yönlendirecek şekilde ifadeler kullandığı ve mevcut idari düzeni sorgulatacak söylemlerde bulunduğu sabit görülmüştür.

Ayrıca, yerel dini otoriteler önünde verdiği ifadelerde “Tanrı’nın Oğlu” olduğunu beyan ederek, o dönemin Yahudi inancının temel kabullerine aykırı açıklamalarda bulunmasının da, RCK 381/1 kapsamında değerlendirilebilecek şekilde inanç özgürlüğünü hedef alan ve dini topluluklar arasında doğrudan nefret doğurabilecek içerikte olduğu anlaşılmıştır.

Delil değerlendirmesi sonucunda, sanığın aşağıda belirtilen eylemleri işlediği sabit görülmüştür:
– RCK 253/1 kapsamında tapınaktaki mal ve eşyalara yönelik kasten zarar verme fiili,
– RCK 371/1 kapsamında şehir içerisinde kamu düzenini bozacak şekilde toplu kışkırtma ve kargaşa oluşturma,
– RCK 381/1 kapsamında yerleşik dini yapıları aşağılayan ve dini toplumlar arasında kutuplaşmaya neden olan söylemler,

Sanığın kamu huzurunu bozacak şekilde hareket etmesi, kutsal kabul edilen bir mekânda mala zarar vermesi, halkı dini gerekçelerle yönlendirerek düzeni tehdit eden bir kalabalık oluşturması ve ifade özgürlüğü kisvesi altında farklı inanç gruplarına yönelik tahkirde bulunması birlikte değerlendirildiğinde, işlenen fiillerin sosyal düzen açısından taşıdığı tehlikenin yüksek olduğu ve bu nedenle sanık lehine TCK 62 kapsamında takdiri indirim uygulanmasına yer olmadığı anlaşılmış; aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere;

1- Sanık YESHUA BEN YOSEF’in, kamu düzenine karşı suçlar, mala zarar verme ve inanç özgürlüğünü ihlal etme fiillerinden, olayın oluş şekli, sanığın toplumsal liderliği ve eylemlerin tekrarlanan biçimde meydana gelmesi dikkate alınarak;

Eylemlerine uyan:
– RCK 253/1 (Mala zarar verme),
– RCK 371/1 (Kamu düzenine karşı suçlar),
– RCK 381/1 (İnanç özgürlüğünü ihlal),
maddeleri uyarınca ayrı ayrı mahkumiyetine karar verilmiş olup;

2- Suçların işleniş şekli, sanığın halk üzerindeki yönlendirici ve teşvik edici konumu, eylemlerin tekrarlanan ve organize biçimde işlenmesi, olayların meydana geldiği toplumsal ortam ve fiillerin doğurduğu kamu zararı dikkate alınarak, temel cezalarda alt sınırdan uzaklaşılarak, cezanın toplumsal tehlike oranına göre belirlenmesine, bu suretle;

3- RCK 38 ve 39/1-b maddeleri gereğince cezaların içtima ettirilerek, sanığın TOPLAMDA 15 (ON BEŞ) YIL HAPİS CEZASI ile cezalandırılmasına,

4- Kasten işlemiş olduğu suçlardan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin yasal sonucu olarak, RCK 66/1-a ve 66/1-b maddelerinde yazılı kamu haklarından, aynı kanunun 66/2 maddesi gereğince cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına,

5- Sanığın sabıkasız oluşu nedeniyle, RCK 58/6 maddesi gereği mükerrerlik hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına,

6- Yargılama gideri olarak yapılan toplam 2 300 (İKİ BİN ÜÇ YÜZ) LEİ’nin sanıktan tahsiline,

7- Hükümde adı geçen mala zarar verme fiiline ilişkin, dava dosyasına ibraz edilen tapu kaydı, eksper raporu, tahrip edilen eşyanın görsel materyalleri ve ilgili tanık beyanlarının DELİL OLARAK DOSYADA SÜREKLİ SAKLANMASINA,inanç özgürlüğünün ihlali kapsamında alınan tanık ifadeleri ve yazılı belgelerin adli emanet kasasında MUHAFAZASINA,davanın sonucuna etkisi bulunmayan veya tekrar niteliğinde olan delillerin ise karar kesinleşmesini müteakip ilgili taraflara İADESİNE,

8- Karar kesinleşmeden önce tutuklu veya gözaltında geçirilen sürelerin RCK 63. maddesi gereğince hükmolunan ceza süresinden mahsup edilmesine,

9- Cumhuriyet Savcısı’nın huzurunda, sanığın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde mahkememize gönderilecek dilekçe veya cezaevi katibine yapılacak sözlü beyanın tutanağa geçirilmesi suretiyle București Bölge Adliye Mahkemesi’ne APEL yolu açık olmak üzere,

Oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
17/05/2025

TBA

Hearing minutes
Celse 1
TBA